14 Ekim 2018 Pazar

Indian Posse...Security Threat Group

Security Threat Group - STG

Indian Posse

Haberler, çetenin 1990 yılında kurulduğunu söylese de, araştırmacılar Indian Posse'nin ilk jenerasyonunun 1988 yılında Stony Mountain Institution içinde birleştiğini söylüyordu.

Üyeler; Aborijin, Beyaz ve Siyah'lardan oluşuyordu ve hepsi ABD hapishanelerinin çetelerinde ortak olan "blood in blood out" doktrini ile yaşamaktadır. 18 ay boyunca Indian Posse, Headingley'de hala içki satışını kontrol ediyordu. Kurucusu Richard Wolfe; Indian Posse amacının bir çete olarak “gururlu Kızılderililer” olma hayaliyle, “gökyüzündeki büyük Ruh'a katılacak” olduğunu anlatıyor. 



Tanımlayıcılar / İşe Alım

Bazı bildirilen işe alım şartları vahşice idi; kesici alet ve tekme de dahil olmak üzere 2 ila 3 dakikalık bir dayak atmak zorunluydu. Yeni çeteye alınan mahkumların "IP" harfleriyle dövme yaptırması zorunluyudu, IP; ''I''ndian ''P''osse. Indian Posse kırmızı bandanalarla da tanımlanabilir.



Hapishanelerde rapor edilmiştir;


Üyeliklerinin bulunduğu hapishaneler

Edmonton Institution

Headingley Correctional Institution
Stony Mountain Institution,
Regina Correctional Centre
Saskatoon Correctional Institution
Saskatchewan Prison (yaklaşık 10 üye ile arada sık sık çalıştıkları yer)
ve Alberta'daki bazı tesislere yayılıyor.

Sokak çetesi olarak faaliyet gösterdikleri de bildiriliyor

Alberta:

Edmonton
Hobbema

British Columbia:
Vancouver

Manitoba:

Brandon
Ebb and Flow
Osborne Village
The Pas
Portage La Prairie
Winnipeg

Ontario:
Greenstone
Kenora
Sioux Lookout
Thunder Bay
Toronto

Saskatchewan:
Regina
Saskatoon

T
exas:
Dallas



Araştırmacılara göre, Indian Posse;  Samson Reserve , Hobbema'da, Alberta'daki Louis Bull Reserve'de toprak talep ediyor. Redd Alert ise ağırlıklı olarak Ermineskin reserve'i talep ediyor.

Redd Alert...Security Threat Group

Security Threat Group - STG

Redd Alert

Bazı belgelere göre Amerika yerlilerinden oluşan hapishane çetesi Redd Alert, 1990'ların ortalarında Edmonton, Alberta'da ortaya çıktı. Diğer çete araştırmacıları ise Redd Alert'ın; Regina, Saskatchewan'da başladığını, ancak 2005'e kadar Security Threat Group olmadığını söylüyor. Günümüzde Regina'da çok aktifler.

Dennis Sinclair AKA Crewboss, Edmonton'daki eski bir RA (Redd Alert) lideriydi. Sinclair, 2006 yılının Mayıs ayında Edmonton Remand Center'da, Redd Alert üyelerinden Louis Paquette, Craig Drynan ve Ekim ayında ağır bir cinayet suçu bulunan Ronald Crane tarafından vahşice dövüldü. 2006 yılının Ekim ayındaki mahkemede;  Sinclair'in zeki olmadığı ve en az sözel becerilere sahip olduğu söylendi.  Redd Alert, Edmonton Institution, Alberta'daki Bowden Institution ve Winnipeg'deki birkaç hapishanede rapor edilmiştir. Belgelere göre, R.A öncelikle Drumheller Institution'ı kontrol etti.


Renkler
  • Redd Alert kırmızı renk ile tanımlanır.
Sloganlar
  • 100% Redd 200% Alert forever doin dirt! Redd till we're dead!

13 Ekim 2018 Cumartesi

Mara Salvatrucha


Mara Salvatrucha    MS-13


1960'larda ve 1980'lerde Los Angeles'ta 18'inci cadde ve Mara Salvatrucha çoğaldı. Tahminlere göre, Meksika ve Orta Amerika'da 130.000 ila 300.000 üye ile bağlantıları vardı. Güney Kaliforniya'dan; Amerika Birleşik Devletleri, Doğu Denizi'ndeki büyük şehirlere ve kırsal yerlere kadar uzanıyordu.

Mara Salvatrucha - "Mara"; Salvadoran argosunda ''çete', "Salvatrucha" yine Salvadoran argosunda ''Salvadoran adamı'' anlamına gelir

Başlangıç
Çok sayıda Salvadorlu mülteci, 1980'lerde El Salvador'daki isyancılara karşı ABD destekli iç savaştan kaçtı ve Los Angeles Kaliforniya'daki Rampart bölgesine yerleştirildi. Çetenin nasıl oluştuğuna dair birkaç versiyon var. İlk versiyon, Los Angeles'a geldikten sonra Salvadoranlı gençlerin mevcut Hispanik çeteleri, özellikle 18. Sokak Çetesi tarafından kabul edildiğini belirtiyor. Bu gençler El Salvador'daki iç savaş sırasında aldıkları savaş deneyimi nedeniyle çeteler tarafından geniş çapta kabul edildi. Farklılıklar ortaya çıktı ve Salvadoranlılar; önceden var olan çetelerden, Mara Salvatrucha kliklerini kendi başlarına oluşturmaya başladı.

Mara Salvatrucha ile alakalı ikinci bir versiyon, Salvadorlular Los Angeles'ın Rampart bölgesinde yer değiştirdikten sonra, gençlerin önceden kurulmuş olan Hispanik çetelerinin hedefleri haline geldiklerini ve kendilerinin ve ailelerinin korunmaları için çeteyi oluşturdukları bilinmektedir.

Klikler ve Uyeler
Kesin istatistikler olmadığından, klik sayısını veya üye sayısını tahmin etmek zor. MS-13'in 33 ülkede en az 115 farklı klikte 15.000'den fazla üyenin olduğu tahmin edilmektedir ve bu sayılar sürekli artmaktadır. En büyük yoğunlaşmaya sahip alanlar 20 farklı klik ve 4 bin 400'ün üzerinde üyesi olan Güney Kaliforniya'dır. New York City, 24 klik ve 1.700'den fazla üye, Kuzey Virginia / D.C., 21 klik ve toplamda 5.000'den fazla üye.



Var oldukları bilinen yabancı ülkeler; Kanada, Guatemala, Honduras, Meksika ve El Salvador'dur. Orta Amerika'da 250.000'in üzerinde Mara Salvatrucha üyesi olduğu tahmin edilmektedir. Kaynaklar ayrıca Alaska, Arkansas, Florida, Georgia, Illinois, Maryland, Michigan, Nevada, New Jersey, Kuzey Carolina, Oklahoma, Oregon, Rhode Island, Texas ve Utah eyaletlerinde Mara Salvatrucha'nın güçlü bir varlığını göstermektedir

Tanımlayıcılar
Mara Salvatrucha veya Mara Salvatrucha 13, MS 13 ve MS XIII olarak bilinir. “13” sayısının şanslı olduğunu düşünülüyor. “M” nin La eMe veya Meksika Mafyası ile ilgili olduğu düşünülüyor. Meksika Mafyası bir hapishane çetesidir, kaynaklara göre birçok Güney Kaliforniya Hispanik çetelerini kontrol eder. Güney Kaliforniya ile MS uyumunun bir başka kanıtı olarak, Sureño, Sureño 13, Sur veya Sur 13 terimlerini de kullanabilirler. MS üyelerinin vücutlarının çoğu bölgesinde MS ile ilgili sembolleri işaretleyici yani dövme olarak kullandıkları bilinmektedir.


Honduras Başkanı Ricardo Maduro'nun bir mesajı ile birlikte Şubat 2004'ün sonunda kuzey Honduras'ta bir ergen erkeğinin parçalanmış bir cesedi bulundu. Mesaj, ''hükümet, sokak çetelerini hedef almaya devam ederse, daha ​​fazla insan ölecek'' idi. ''Sonraki kurbanlar polisler ve gazeteciler olacak.” mesajı ertesi gün bir polis memurunun parçalanmış cesedinin bulunmasından sonra verildi. Ocak ayının başından iki hafta sonra, Guatemala Devlet Başkanı Oscar Berger, bir adamın parçalanmış cesedine eklenmiş bir notta benzer bir mesaj aldı. Her iki mesaj da, Amerika Birleşik Devletleri ve Orta Amerika'daki en büyük çetelerden biri olan, adı “Mara Salvatrucha 13” (MS13) olan çete ile bağlantılı olduğu kanıtlanmıştır. Los Angeles'taki Salvadoran göçmenleri arasında, 1980'lerin ortasında ortaya çıktı. “Salvatrucha” ismi “Salvadoran gerillaları” ya da ''savaşçıları'' nı ifade eder. Yirmi yıldan kısa bir süre içinde, MS13 Orta Amerika'da çoğalmış ve Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da birçok şehre taşınmıştır.

FBI, MS13'in Orta Amerika'da 250.000'den fazla çete üyesini barındırdığını ve Amerika'da onbinlerce çete üyesinin olduğunu, ülke içinde uluslararası bir suç örgütünün tam olarak oluştuğunu belirtti. Üyelerin birçoğu, çoğunlukla 11 yaşın üzerinde ama genellikle 21 yaşın altında olan, ikinci nesil yasadışı göçmenlerdir.

Los Angeles bölgesinde, en az 10.000 MS13 üyesi olduğu söyleniyor, bunların yüzde 95'i cinayet tutuklamasıyla karşı karşıya kalıyor. Kuzey Virginia'da polis tarafından bildirilen 3.500 MS13 üyesi var, sadece Fairfax ilçesinde 1.500'lük bir klik var.

Bir Fairfax ilçesi polis yetkilisi MS13 için şunları söyledi: “Bunun zor bir savaş olduğunu biliyoruz. Onları buradan çıkardığımızda, onları başka bir yere taşıyoruz. Onlardan kurtulamayacağımızı biliyoruz.

Mara Salvatrucha 13'ün hikayesi, El Salvador'un ve on iki yıllık iç savaşın sonuçlarının hikayesidir. 1980'den 1992'ye kadar, Salvadoran hükümeti ile komünist isyancılar arasındaki çatışma 75.000'den fazla cana mal olmuş, Amerika'ya ve Orta Amerika'da ki komşularına bir milyondan fazla mülteci göndermiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, Salvadoran gurbetçilerin çoğu başlangıçta Los Angeles veya Kuzey Virginia'da yoğunlaşan iki alandan birine yerleşti.

Göç, Los Angeles'taki etnik yoğunlaşmayla birleşti, kendi kendini seçen bir grubun, sadece kendi halkını korumak için iktidara yükseldi. Bazıları El Salvador'daki sokak çetesi olan La Mara'ya bağlı gençler ve onların ebeveynleriydi. Mara Salvatrucha'nın ilk kurucuları arasında, Farabundo Marti para la Liberacion Nacional (FMLN) (Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi) üyeleri de vardı. FMLN, gerilla taktiklerini ve şehir terörizmini kullanarak Salvadoran hükümetine karşı bir isyanla savaşmıştı ve bunun sonucu olarak birçok Salvadoralılar, “gaziler” olarak Los Angeles'a gelmişlerdi, patlayıcılar, ateşli silahlar ve bubi tuzaklarının kullanımı konusunda oldukça başarılıydılar.

El Salvador ve Orta Amerika'da MS'in gelişmesinin, 1990'da Los Angeles'ta Rodney King ayaklanmalarının  bir sonucu olduğu söyleniyor. Salvador'da, MS'nin iki amacı vardı, birincisi; suça dahil olmak ve finansal olarak güvende olmak. İkincisi, Amerika Birleşik Devletleri'ne dönmek.

Amerika Birleşik Devletleri'nde kalan ya da geri dönenler saygın olmayı istiyordu. Bunu başarmak için MS, diğer etnik çeteleri ortadan kaldırmak ya da kontrol etmek zorunda kaldı. Meksikalı suç grupları büyük ve sürekli bir hedef haline geldi.

Kuruluşundan bu yana, MS; Los Angeles ve Kuzey Virginia'daki merkezlerini aşarak genişlemiştir, ancak bu şehirlerdeki sayıları endişe verici oranlarda büyümeye devam etmektedir. Ülke çapında MS; Oregon, Alaska, Texas, Nevada, Utah, Oklahoma, Illinois, Michigan, New York, Maryland, Virginia, Georgia ve Florida'ya genişledi. Ayrıca Kanada ve Meksika'da da yayılıyorlar. Bazı raporlara göre 49 eyalete MS klikleri yerleştirdi.

Bu basit çete-klik yapısı temel olarak resmi Mara Salvatrucha 13 organizasyonunun bütününü kapsamaktadır. Örneğin, Virginia'da MS üyelerinin aylık çete toplantılarına katıldığı ve ayda bir kez (genellikle cumartesi günü) ayrı bir klik toplantısına katıldığı bilinmektedir. Bu küçük klikler, bir düzineden 80 üyeye kadar değişebilir ve her birinin kendine özgü adı olacaktır. Bir üyeye verilen gerçek takma ad, genellikle klik üyeliğine dayanır.

Çete üyeleri araba hırsızlığı, uyuşturucu satışı ve bilgisayar korsanlığı gibi birçok kar amaçlı suçlar işliyorlardı. Son zamanlarda kamyon kaçırma MS13'in popüler bir suçu hale geldi. Örneğin, Ulusal olarak reklamı yapılmış tuvalet malzemeleri veya kağıt ürünleri ile yüklenen bir kamyon, birkaç banger ile çalınabilir, Orta Doğulu ve Asyalı göçmenlerin sahip olduğu ve işlettiği bir mağazaya dağıtılabilirdi. İndirimli fiyatlarla satılan MS13 malları, zenginden çalınan ve fakirlere verilen Robin Hood etiketini çabucak kazandı.

MS13 bangerları, diğer büyük organizasyonlar gibi bilgisayarları ve diğer teknolojileri de ustaca kullanabilmektedir. Bangerlar; gözetleme cihazları, kablosuz telefonlar, çağrı cihazları ve polis tarayıcılarını taşır.

Salvadoran polisi son yıllarda çetelere karşı yoğunlaşmış, ancak suçlulara ayak uydurmakta başarısız olmuştur. El Salvador'daki sivil toplum örgütleri çete üyelerinin sayısının 30 bine yaklaştığını iddia ediyor. Mara Salvatrucha, sadece El Salvador'da değil, Guatemala ve Honduras'ın da bulunduğu bölge boyunca dominant çetedir.

Meksika
Meksika, MS13 ile uğraşırken hem politik hem de coğrafi olarak zor bir konumda bulunuyor. Ancak Meksika, ağır bir şekilde bağımlı olduğu Kuzeydeki komşusuna sırtını döndürebilmekte ve gangsterlerin Birleşik Devletler'e doğru düzenli bir akışını göz ardı etmektedir. Mara Salvatrucha 13'ün Güney Meksika sınırının çoğunun kontrolünde olduğu ve kaçakçılık olaylarının yanı sıra, yasadışı göçmenlerin paralarını Amerika Birleşik Devletleri sınırları içine yaymaya yardımcı olduğu biliniyor. Sadece Chiapas'taki Meksikalı ergenler arasında MS13 için işe alımın ayda 700'e ulaştığı biliniyor.

Amerika Birleşik Devletleri
Mara Salvatrucha'yı Amerika sokak çetelerinden ayıran önemli bir faktör, ABD'deki MS üyeleri ile El Salvador'dakiler arasında sürdürülen aktif bağlantıdır. İki ulustaki çeteler arasındaki bağlar aktif ve güçlüdür.
El Salvador'da askeri mühimmatların bulunması, ABD'deki MS'ye silahların erişimi kolaylığını sağlıyor. El Salvador'da, bir el bombası 1 ila 2 dolar ve bir M-16 tüfek 200 ila 220 dolar arasında satılıyor. Tabancalara olan talep o kadar yüksektir ki, çoğu zaman uyuşturucu ticaretleri için ödeme olarak kabul edilirler, El Salvador'da sürülen araçların tahmini yüzde 80'inin ABD'den çalındığı biliniyor. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yasadışı göçmenler, New York, Los Angeles, Miami, Chicago, Houston ve Austin gibi büyük şehirlerdeki suçların çoğundan sorumludur. 


Los Zetas

Los Zetas

Giriş
Yaygın suç örgütleri genellikle DTO (Drug Trafficking Organization) olarak kuruluyor, Los Zetas da bunlardan birisiydi. Los Zetas kartelinin kökleri 1990'ların sonuna kadar uzanmakta. Los Zetas ilk başlarda 31. Meksika Özel Hava Kuvvetleri (GAFEs) askerlerinden oluşuyordu. Körfez Karteli lideri Osiel Cárdenas Guillén, Sinaloa Karteli ile Meksikada bölge savaşına girmişti. Daha fazla güce ihtiyacı olduğunu düşünen Cárdenas'ın aklına bir fikir geldi. Meksika ordusundaki elit askerleri kartelin savunma gücü olmaları için kiralayacaktı. Meksika ordusunun askerlerine verdiği maaştan daha fazla ücret ödeyen Körfez Karteli GAFEs askerlerini kiraladı. Paralı askerler Meksika ordusundaki komutanların telsiz çağrı işareti olan ve Zeta diye okunan ''Z'' harfini kendilerine isim olarak belirlediler. Sinaloa Karteli ile savaş halinde olan Körfez Karteli lideri Osiel Cárdenas Guillén, kiraladığı askerleri kullanarak kendi kartelinin liderliğini korumak adına elinden geleni yapıyordu.

Uzman bir askeri geçmişi olan Los Zetas askerlerinin yaptığı işler yıllar geçtikçe büyümelerine sebep oluyordu. Körfez Karteli'nin silahlı güç kolu olan Los Zetas askerleri güçlendikçe güçlendi ve daha da ilerledikçe uyuşturucu ticareti için ittifak kurdukları Körfez Karteli ile olan güçlü bağları gevşemeye başladı. Los Zetas yarı otonom bir DTO'ya dönüştü. Bir süre sonra Los Zetas, Körfez Karteli tarafından tam otonom ilan edildi. 2010 yılında Osiel Cárdenas Guillén Meksika ordusu tarafından yakalandı ve ABD'ye teslim edildi. 25 yıl hapis yiyen Osiel Cárdenas Guillén'in ardından başsız kalan Körfez Karteli ile Sinaloa Karteli arasında büyük çatışmalar yaşandı. Los Zetas askerleri yıllardır emir aldıkları Körfez Karteli'nin yönetimine el koyma fırsatı yakalamış oldu. Bir süre sonra kartelden ayrılmalarına rağmen Los Zetas askerleri Körfez Karteli ile operasyon alanlarını oldukça dostane bir şekilde paylaştı. Ancak iki ayrı örgüt arasındaki düşmanlık 18 Ocak'tan sonra ortaya çıktı. 2010 da kıdemli Körfez Karteli lideri Jorge Eduardo Costilla Sanchez aka ''El Coss'', sırayla Victor Pena Mendoza ve Reynosa'da faaliyet gösteren bir Zeta kaptanı olan Concord 3'ün öldürülmesine öncülük etti. Los Zetas sıradan üyeleri olmasına rağmen çoğunluk olarak profesyonel askerlik geçmişi olan kişileri üyelerinin içerisinde bulunduruyordu ve hepsi aynı askeri yeteneklere sahip üyelerdi. Los Zetas'ın evrimi devam ediyor; tehdit edici veya direkt öldürücü taktikler uyguladıkları biliniyor, narkotik haberler, işkence videoları sosyal medyada açılmış siteler, bloglar yoluyla insanlara ne kadar acımasız oldukları gösteriliyor. Los Zetas, Meksika'daki bir çok büyük savaşın başlatıcısı ve öncüsüdür. Onlar Kuzeydoğudaki CDG (Cartel Del Golfo / Körfez Karteli), Sinaloa Karteli ve Meksika hükümet güçleriyle savaşırken Sinaloa kuvvetlerini Chihuahua eyaletinde tutarak Juarez Karteline de yardım etmekteler. Ayrıca Los Zetas, Zacatecas'taki ek toprakların kontrolünü ele geçiriyor; Jalisco, Nayarit, Guerrero eyaletlerini ele geçiriyor ve güneyde Oaxaca ve Chiapas eyaletlerinde Sinaloa Karteline karşı mücadele ediyor. Los Zetas Karteli; Nuevo Leon, Tamaulipas, Coahuila ve Veracruz eyaletlerinde yani kendi bölgelerinde Meksika ordusu tarafından sert bir şekilde vuruluyor. Los Zetas ayrıca Sinaloa Karteli, CDG (Körfez Karteli) ve CJNG (Jalisco Yeni Nesil Karteli) tarafından yapılan saldırılara karşı Monterrey ve Veracruz limanındaki önemli plazalar (kaleler, villalar, stash house benzeri yapıtlar) için mücadele ediyor.
Los Zetas her tarafta basılıyor. Monterrey ve Veracruz'a sahip olmalarındaki önemli zorluklara rağmen Los Zetas yerinden edilmiş gibi gözükmemeyi başarıyor. Ancak rakip grupların açık bir şekilde her iki şehre de girmesi nedeniyle şiddetin yakın zamanda önemli ölçüde artması bekleniyor. Los Zetas daha önce topraklarından çekilirken Reynosa 2010 ilkbaharında en önemli örneklerden biri olarak görülüyordu. Bu plazanın kaybı kartelin operasyonları için genel olarak zarar verici değildi. Nuevo Laredo ve bölgedeki diğer plazaların kontrolünü eline alan Los Zetas Karteli'nin, kendileri için büyük stratejik değere sahip iki şehir olan Monterrey ve Veracruz'da defansif çabaları arttırdıkları söyleniyor.

Temmuz'dan Ekim ortasına kadar Veracruz, Zacatecas, Coahuila, Nuevo Leon, Tamaulipas, San Luis Potosi ve Quintana Roo eyaletlerindeki Los Zetas'a karşı federal operasyonlar Veracruz'daki Ángel Manuel “Comandante Diablo” Mora Caberta da dahil olmak üzere 17 hücre lideri ve plaza patronu öldürüldü. Jose Guadalupe Saltillo Yanez Martinez aka ''El Dos'' ve Carlos "La Rana" Oliva Castillo, Meksika'nın Saltillo şehrindeki Los Zetas'ın komutasında üçüncü sıraya yerleştiler. Coahuila'daki iki aylık bir operasyonda hükümet güçlerinin de çok sayıda silah, mühimmat, taktik dişli ekipmanlar ile birlikte 27 ton marijuana ele geçirdiği ve yaklaşık 97 kaçırılan göçmeni serbest bıraktığı bildirildi.

Son dört ay içinde ABD ve Meksika güvenlik birimlerinde Los Zetas'ın gücü, uyumu ve yetenekleri hakkında sorular ortaya çıktı. Zaman zaman açık kaynaklardan alınan bilgiler, hükümet raporları ve sınırın her iki tarafındaki gizli kaynaklar çelişkili olmasına rağmen; Meksika kartellerine ilişkin çelişkili bilgiler doğrultusunda ülkedeki uyuşturucu savaşının istisnai derecede akıcı olduğu bilinmektedir. Los Zetas ile ilgili olarak mevcut teoriler kartelin zayıf büyüdüğü veya bölge kazanıp kazanamaması soruları etrafında dönüyor.

Meksika Milenyos gazetesinin Federal Bilgi Erişim Enstitüsü'nde Meksika Savunma Sekreterliğinin oğlu, 1.700 özel harekat askerinin öldürüldüğünü söylüyor. 8 Mart'ta yayınlanan bir habere göre bir yılda en az 1,680 GAFEs askeri ülkeyi terk etmişti. Bunların arasında eğitilmiş keskin nişancılar, piyade savaşçıları ve gelişmiş ordu sistemleri de vardı.

Tüm GAFEs yıkıcılarında, Los Zetas ya da diğer uyuşturucu kartelleri için gerekli olan maliyet bulunmuyor. Organizasyonu uzun zamanlar boyunca ayakta tutmak ve cephede üstünlük sağlamak için askeri kolluk kuvvetleri eğitim merkezinde eğitime devam etmek gerekiyor. Yeni alınan personellerin işe uygunlukları ve öğretilen temel savaş taktiklerini anlayabilmesi gerekiyor. Onlara daha sonra modernleştirilen tesislerde dövüş taktikleri de öğretiliyor. GAFEs eğitim kampları; Zeta eğitiminin derinliğini ve uyuşturucu savaşının temposunu öğrencilere en ince ayrıntılara kadar anlatıyor. Meksika hükümeti ile CDG (Körfez Karteli), Sinaloa Karteli ve La Familia Michoacana (LFM) kartellerini kendine çekip, yeni bir ittifak yaratıp ülkesindeki uyuşturucu sorununu çözmeyi amaçlıyor. Bir Zetas askeri; 2011'in başlarında temel eğitim, temel silah eğitimi ve savaş taktiklerinin öğretilmesi için profesyonel askerlerin hocalık yaptığı, üst düzey bir eğitim kampının yaptırıldığını ve kendisinin de orada 2 ay eğitim gördüğünü söylüyor. Los Zetas'ın son birkaç ay içinde çok sayıda üye aldığı söyleniyor. Ayrıca Meksika ordusunun ve diğer düşman Kartellerin yaptığı baskınlar sonucunda kartelin üye sayısının azalmadığı, kayıplarının olmadığı söyleniyor.


Örgütsel Yapı
Los Zetas DTO'nun açıkça tanımlanmış organizasyonel katmanları vardır. 3 Üst katman, olarak bilinen orijinal GAFES yıkıcılarını içerir. “Old Zetas”, orijinal Zetas'ların çoğunluğu ele geçirilmiş veya öldürülmüş, az sayıda kalmışlardır. Capo, teğmen, plaza şefleri ve gatekeepers geri kalanını temsil ediyor. Birinci kademe, Los Zeta plaza şefleri de topluca “La Compania” olarak adlandırılır. Los Zetas, başta şu anki veya eskiler olmak üzere, özellikle genç erkekleri kendilerine çekmeyi odaklandı. Askerlerin çoğu, Meksika'nın Oaxaca eyaletleri Puebla'daki yoksul ailelerden geliyordu. Los Zetas, uyuşturucu ''mules'' sağlamak için, üçüncü taraf ve resmi olmayan bağlantıları kullanıyor.
Kriminal Girişim ve Stratejik İttifaklar
Los Zetas, suç girişimlerini genişletmeye devam ediyor. Tonlarca ilaç ve uyuşturucuyu Amerika Birleşik Devletlerine, güney Teksas üzerinden sağlıyor. Sınırda bulunan Amerikan Milis güçleri zorluk çıkartsa da uzman ve profesyonel askerleri kolayca çatışmanın içerisinden sıyrılabiliyor. Güney Teksas'tan Meksika'ya toplu nakit gönderimini ayarlayan bir grup Zetas, işlerini Deep Web ve sanal para yoluyla yapıyor. Devleti ve yolsuzlukları halkın gözünde daha çok büyütmek ve kışkırtmak için şiddete başvuruyorlar. İlaç pazarının payı, Los Zetas ya da Los Zetas altında gösteren ortak suç örgütleri arasında paylaştırılıyor. Benzin, çeşit çeşit yağı ve çeşit çeşit baharatı da, onlara sahip çıkan ve onları ilk kuruldukları günden beri savunan yoksul köylere dağıtıyorlar. Zetas, askerlerini, siyah üniforma veya sıradan bir sivil gibi dolaşmalarını, cep telefonu ile birlikte otomatik silah taşımalarına izin veriyor.

Uyuşturucu ve ilaç ticaretini ya kara üzerinden, ya da deniz üzerinden yapıyorlar. Onlar için en iyi gelir kaynağı, deniz korsanlığı olmakla birlikte Meksika devleti adına çalışan bir gemide, herhangi bir silah, ilaç, elektronik bulduklarında yüklü miktarda para talep ediyorlar.

Devlet ve ordu tarafından tutulan raporlar, bu korsanların, kurbanlara fiziksel olarak zarar verdiğini iddia ediyor. Faillerin gerçekten Los Zetas DTO ile bağlantılı oldukları biliniyor Los Zetas, diğer Meksika DTO'ları gibi, stratejik olarak gevşek ittifaklar kuruyor. Kendi sağkalımları için bu örgütlerden faydalanıyorlar veya yasa dışı faaliyetlerde operasyonel kapasiteyi arttırıyorlar. Sinaloa Federasyonun da ortak bir düşmana karşı mücadele etmek için 13 İttifak iki yerde faaliyet gösterdi, Sinaloa'nın bögesini genişletmeye, yani faaliyetlerini arttırmaya çalıştığı yer olarak bilinen Sonora eyaleti ve Meksika'nın doğu eyaletlerinde, Zeta'nın ardından Gulf Cartel ile beraber çalıştıkları iddia edildi. Los Zetas, uluslararası işbirliklerini takip ediyor, ve böylece dış dünyadan haberdar bir şekilde olup, işlerini buna göre yapıyorlar. Peru ve Küba'dan gelen kokain, Sinaloa ve Gulf DTO'larında da olduğu gibi, Los Zetas'ın da çizgilerini ve faaliyetlerini genişletiyor.


Kaçakçılık Sınırının Ötesi, Operasyonel Alan
Los Zetas kendi aralığını genişletiyordu ve güç kazanmak için Gulf Cartel adına bir çok iş yapan suç örgütlerinin üstüne çöküyordu, bunu gizlice yapıyorlardı. Los Zetas ağırlıklı olarak Meksika’nın doğusunda yaşamakta ve güney eyaletlerinde faaliyet göstermekte. Gulf Cartel ve Los Zetas arasındaki durum hala değişken olsa da, İkisi de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başlıca kaçakçılık yollarını ve giriş noktalarını kontrol etmeye devam ediyordu. Güney Teksas üzerinden uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetinin kurbanı olan Amerika Birleşik Devletlerine ilaç akışı önemli ölçüde arttı. Eylül 2009 ile Mart 2010 arasında çok yüsek miktarlara ulaşan ilaç akışı Nisan 2010'da neredeyse yarıya indi ve bugüne kadar sabit kaldı. Uyuşturucu akışındaki ani düşüş, şiddete işaret ediyordu.
Narco-War
Baja California eyaletindeki Tijuana ve Chihuahua eyaletindeki Juarez şiddetli bir darbe yaşadı. Kuzey Meksika’nın gerginliğini, ordunun diğer sorunlu noktalara kuvvet uygulanmasına izin vermiyordu. Tamaulipas eyaletinde ordu, şehirlerin çoğunda kolluk kuvvetlerinden sorumluydu. Tüm polis birimlerinin değiştirilmesi Veracruz'da yaşanan şiddeti daha da çoğaltılmıştı. Çoğu kolluk kuvveti Los Zetas ile birlikte bulundu ve daha sonra görevden alındı. Körfez Karteli (CDG) ve Los Zetas arasındaki kuzeydoğu Meksika'nın kontrolü için yapılan savaşlar sürüyor ancak CDG liderliğinde gelişen bir sürtüşme kartelin operasyonlarını ciddi anlamda zorlaştırıyor ve bu Los Zetas'ın savaştaki üstünlüğünü koruyordu. Körfez Karteli tek bir yapı olarak kalırken, Metros ve Rojos grupları arasında uzlaşma olmadığını, kartelin önümüzdeki üç ila sekiz ay içinde şiddetli bir şekilde bölünebileceğinden şüpheleniyordu. Orta ve güney Meksika'da; Guadalajara, Acapulco, Chilpancingo ve Oaxaca'daki büyük plazaların kontrolü için mücadele etmek, büyük oyuncuları - Sinaloa, Los Zetas ve Şövalyeler - dahil etmeye devam ediyor.

''Zetas henüz bitmedi, Scott Stewart ve Tristan Reed tarafından.''
(Z-40) Miguel Trevino Morales
Los Alamos Grubu'nun bir üyesi olan Miguel "Z-40" Trevino Morales, erkek kardeşi Omar Trevino Morales ile Zetas grubunun bir üyesi. Los Zetas'ın uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer suç faaliyetleriyle ilgili operasyonel yeteneklerini sergilediğini ve rakiplerinin topraklarında saldırgan operasyonlar gerçekleştirmeye devam ettiği açıkça biliniyordu. 1990'ların başlarında Körfez kartelinin infaz kolu olarak ilk ortaya çıktıklarında Los Zetas, Meksika'daki şiddete yeni bir dinamik getirdi. Meksika'nın Özel Hava Kuvvetleri Komutanlığı grubundan askerler, özel askeri taktik ve silahları savaşta gösterdiler.

Bölgedeki önemli kartellerden biri olan Sinaloa Federasyonu, Los Pelones gibi askeri mühimmatla donanmış eski askerlerden oluşan kendi infazcı gruplarını iyi bir şekilde takip etmeleri ve kendi ayakları üzerinde durmalarını öğretmesine rağmen, Los Zetas; dikkatini medya ve yasa uygulamalarına verdi. Los Zetas'ın şiddetli doğası, 2010 yılının başında Körfez kartelinden ayrıldıktan ve bağımsız bir kartel örgütü haline geldikten sonra açıkça sergilendi. Grubun Eylül 2010'da ABD vatandaşı David Hartley'in Falcon Gölü'nde öldürülmesi ve Şubat 2011'deki iki ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza ajanının öldürülmesi gibi derin olaylarda yer alması da Los Zetas'ın acımasızlığını da beraberinde getirdi.

West Side Islanders 301...Yeşil Işık...Tonganlar

West Side Islanders 301

West Side Islanders bangerlarının aktif olduğu Long Beach'de 2010 yılında 462,257 nüfusa sahip olduğunu bildirildi. Nüfus yoğunluğu kilometrekare başına 9,191.3 kişi idi (3,548,8  km²). Long Beach ırksal nüfusu; 213.066 (% 46.1) Beyaz, 62.603 (% 13.5)  Afrikalı Amerikalı (ABD Sayımı), 3,458 (% 0,7) Kızılderili, 59.496 (% 12.9) Asya (% 4.5 Filipin,% 0.9 Vietnam) ,% 0.6 Çinli,% 0.6 Japon,% 0.4 Hint,% 0.4 Kore ve% 5.2 Diğer Asya Ülkeleri), 5.253 (% 1.1) Pasifik Adalı (% 0.8 Samoan,% 0,1 Guamanian,% 0.1 Yerli Hawai,% 0,1 Diğer Pasifik Adalı ). Kent nüfusunun% 32,9'u Meksika mirasıydı. beyazlar 2010 yılında nüfusun % 29.4'ünü oluşturuyordu, 1970'de % 86.2'den düştü.


Çocukların Okullardaki Ilişkisi 
Islander halkı (Guamanian, Samoan, Tongans, Filipin) Okullardaki sporda mükemmeldir. Fiziksel özelliklerinin spora yatkın olması, boylarının uzun olması ve kalıplı olmaları biliniyor. Tongan ve diğer Islander çocukları fiziksel olarak çok büyük oldukları için dövüşmek istiyor bu yüzden bazı suçlara başvuruyorlar.

Cinayet 
6 Haziran 1990, Lise mezuniyet partisinde bir olay yaşandı. WSI üyeleri sol ceplerinde kırmızı bandana taşıyan üyelere el fırlatıp saldırdı (sol People Nation'ı simgeler). Merminin yerleştirildiği silah patlak verdi. Yaralanan karşıt çete bangerları hastahanede yoğun bakıma alındı. Bu olayı WSI üstleniyor.

WSI (West Side Islanders) Parti Faaliyetleri
Çete evi gibi kullanılan evlerde hırsızlık rahatlıkla yapıldığı için Stash Evlerine bira, uyuşturucu geliri ve silah depolanır. Çete tarafından düzenlenen parti gününde bira; parti lokasyonuna getirilir. Bu depo, WSI üyenin evi, garajı, halka açık park veya popüler bir dans mekanı (Striptiz Klübü) olan yerlere konumlanır. Bu konumlarda tüm suç faaliyetleri gecenin ilerleyen saatlerinde gerçekleştirilir. Genellikle arkadaş ortamlarında planlanır.

WSI ve Uyuşturucu
WSI üyeleri,  Siyahlar, Asyalılar ve Meksikalı çeteler gibi uyuşturucu ticaretinde gelişemedi.

Tongan Kültürü
Tonganlar; kültür, özgürlük, bağımsızlık ve bir halk olarak birliktelikleriyle gurur duyuyorlar. Güçlü bir kimlikleri var ve kendilerine değer verirler. 1773 yılının Ekim ayında, Avrupalı kaşif Kaptan James Cook, Tonga'ya indi. Onun gelişinde Tonganlar; kaptanın gemisini güleryüzlü ve ticarete hazır bir şekilde gitti. Ziyaretinden sonra Kaptan James Cook adalara Tonga Dost Adaları adını verdi. Kesinlikle iyi bir şeyler öğrenebiliriz bu insanlardan, bu eşsiz kültürden. Bize iyi vatandaşlık, dostluk ve merhamet öğretebilirler. Amerikan toplumunda yaşayan birçok adalı bu kültürlere güçlü bir şekilde değer verir.  Ancak, genç nesil hızlı büyüyor ve Amerikalılaşmışlar.




ASYALILAR YEŞİL IŞIKTAN KORKUYOR MU?
Hapishanedeki şiddet korkularına rağmen, Los Angeles County Hapishanesinde Asyalı mahkumlara yönelik saldırılarda herhangi bir artış yaşanmamıştır. 1994 yılında Meksika Mafyası'nın bazı Asya çete üyelerine “yeşil ışık” yakmasıyla ölümler arttı. Los Angeles İlçesi Şerif Departmanı'ndan Capt. Ray Leyva'ya göre; Asyalılar, Hispanik çete üyelerini dövüyordu ve vuruyordu. Bazı Asyalı tutuklular, en büyük korkularının henüz gerçekleşmediğine katılıyorlar. Her gece kendimi savunmak için silahımla bekleyeceğim ve yumruklarımı savuracağım diyen Hong Kong'lu bir yerli, ırkçı kavgaların olmadığını söyledi. Meksika Mafyası Long Beach'teki Latin ve Asyalı çeteler arasındaki sorunları çözerken yeşil ışık yaktı.
Uzman bir çete araştırmacısı tarafından ele geçirilen bir 1997 intikam listesinde; Japon, Çinli, Kamboçyalı, Vietnamlı ve Korelilere karşı saldırıyı açıkça onaylıyordu ancak Filipinlilerin ve Guam'ın yerlilerinin yalnız kalmasının daha faydalı olacağı, onlara zarar verilmeyeceği yazılıyordu. Ancak birçok Latin çete üyesi farklı gruplar arasında hiçbir ayrım yapmadı. Hapishanelerde tüm Asyalı mahkumlar için özel bir bölüm ayrıldı. Birçok Asyalı mahkum, 20 Ocak'ta genel hapishaneye geri dönme emri verilince otobüslere bindirildi, hücre kapılarını yataklarla barikatlayarak ve yatakları ateşe verdi. Şef Chuck Jackson, direncin biber gazıyla bastırıldığını söyledi. Çinli, İspanyol ve İtalyan kökenli bir mahkum olan Hector Pasillas, başlangıçta dört Güneyli ile birlikte bir hücreye yerleştirildiğini söyleyerek kendisine yeşil ışığın kapalı olduğunu ve kurallara uydukça rahatsız edilmeyeceğini söyledi. Ama o, bu kökenime bir hakaret lafından sonra 4 güneylinin kahkahalara boğulduğunu söyledi. Leyva, iki davayı destekleyemediğini belirterek, hapis sisteminde işlenen her suçun yetkililere bildirilmediğini de sözlerine ekledi. Bildirilen bir saldırıda Leyva, bir Asyalı tutuklunun suçlamaları reddeden iki Güneyli tarafından dövüldüğünü söyledi. Asya, Amerikan Kızılderili ve Pasifik Adalıları, Los Angeles County Hapishanesi sisteminin yedi tesisindeki 14.800 erkek mahkumun % 3,4'ünü oluşturuyor. Latinler % 41.6, Afrikalı Amerikalılar % 30 ve beyazlar % 14'lük bir paya sahiptir. Jackson, ırksal şiddetin hapishanelerde yaygın bir sorun olmadığını ve bölümün yeni mahkumlarının kapsamlı bir şekilde aranması, hücrelerin bir ırk tarafından domine edilmesini önlemek için çalışmalar yaptı.


18th Street Gang

18th Street Gang


18th Street çetesi, Los Angeles'ın Rampart bölgesinde 1960'ların sonlarında kuruldu. Ülkedeki en şiddetli ve saldırgan sokak çetesi olarak tanımlanmıştır. Geçtiğimiz birkaç yılda 18. cadde hızla büyüdü, üyelikleri birçok eyalette zirveye ulaştı. 18. cadde çetesi eski bir Los Angeles çetesinden çıktı, Clanton 14 sokağı çetesi halk tarafından Clanton 14 olarak bilinirdi. Clanton çetesi on yıllardır Los Angeles'ta aktifti ve Amerika'da yaşayan birkaç göçmen Meksikalıdan oluşuyordu. Clanton'a katılmak isteyen yeni Meksikalı göçmenler reddedildi. Reddedilenlerden biri 18. cadde çetesi oldu.


Çete o zamandan beri Kaliforniya'nın en büyük sokak çetesi haline geldi, on binlerce üyesi ve birçok klikleri oldu. Devlet Adalet Bakanlığı tarafından geçen yıl yayınlanan gizli bir rapora göre, üyelerinin % 60'ının yasadışı göçmen olduğu tahmin ediliyor. Çete faaliyetlerinin çoğunluğu Los Angeles'ta gerçekleşirken, çete; Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Peru, Meksika, Guatemala ve El Salvador dahil olmak üzere diğer ülkelerde de aktiftir. Çete, 'taraflara' bölünmüştür; Kuzey, Doğu, Güney, Batı ve South Central Los Angeles. Ayrıca, her tarafın kendi klikleri vardır. 18. sokak bangerları geleneksel olarak Mara Salvatrucha ile rakiptir. Diğer rakipler arasında Florencia 13, 38. Sokak Çetesi, Clanton 14, West Side Via los Trackes, Madrid ve Black P. Stones (Jungles) yer alıyor. 

Çete işaretleri
Çetelerin çoğunda olduğu gibi, 18. cadde çete üyeleri dövmeleriyle kolayca tanımlanabilir. Ortak bir tanımlayıcı, genellikle Romen rakamı (X8) (XVIII) (XV3) ile temsil edilen ve bazen de 666 veya 99 (6 + 6 + 6 = 18/9 + 9) sayısıdır.

Kültür
18. cadde çete üyelerinin katı kurallara uymaları gerekiyor. Örneğin, crack kokain ve diğer sert uyuşturucuları kullanmak yasaktır. Bir çete liderinin sözüne uymamak ya da bir çete üyesine saygı göstermemek, 18 saniyelik bir dayak, hatta daha ciddi suçlar için idam cezasına çarptırılabilir. LAPD'ye göre, 18. cadde çetesinin bazı grupları, yüksek düzeyde bir gelişmişlik ve örgütlenme geliştirdiler. Bu, çetenin Meksika ve Kolombiya uyuşturucu kartelleri ile ilişkilerine bağlanıyor. 18. cadde çetesi, ilkokul ve ortaokul çağındaki gençlerin alınması nedeniyle ara sıra "çocuk ordusu" olarak anılır. 18. cadde çetesinin üyeleri çoğunlukla kahverengi veya siyah pantolon ve beyaz tişört giyiyorlar. Ayrıca, çete üyeleri profesyonel spor takımlarından formalar da giyerler.



Suçlar
18. cadde, suç faaliyetlerinin tüm alanlarında yer alan iyi kurulmuş bir çetedir. Bazı üyeler sahte göçmen ve vatandaşlık kartlarını üretmeye bile dahil olmuşlardır. Ayrıca, cinayet, uyuşturucu ticareti, gasp, vandalizm, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve diğer suçlarla ilgili olaylara da bağlılar.




Dead Man Inc...Security Threat Group

Security Threat Group - STG

Dead Man Inc. - DMI


Dead Man Inc, 1990'ların sonlarında Maryland Department of Corrections'da beyaz bir çete olarak ortaya çıktı. Üç kurucudan biri olan Perry Roark, Black Guerilla Family hapishane çetesinin sistemdeki üyeleri tarafından saygı gördü, ancak onlara katılmaya çalıştığında reddedildi.



Black Guerrilla Family tarafından reddedilmesine rağmen, Dead Man Inc'in kurucuları, hükümet karşıtı ve anti-otoriter olan BGF temel felsefesini kabul ettiler. Dead Man Inc. hızla büyüdü, küçük çeteleri emdi ve bugün MD DOC'un üçüncü büyük çetesiydi. Onlar mahkumlara ve personele karşı şiddeti ile tanınıyorlar ve Black Guerrilla Family için yakılan yeşil ışıkları bildiriyorlar. .


DMI günümüzde hapishane duvarlarının dışına, sokaklara ve bazı ülkelere yayıldı. Bazı alt düzey liderler beyaz olmayanların katılmasına izin verdiler.

Sağ - 4/13 /09'un tarihi önemli bir anlam taşıyordu. 4 13 ve 9 sayıları alfabede D M I harflerine denk geliyor.

Sol - DMI bazen siyah rengi bir tanımlayıcı olarak kullanır. Ayrıca ABD doları banknotunda bulunan "göz ve piramit" sembolünü kullanırlar. Göz, bilgiyi temsil eder ve piramit gücü temsil eder.











Çete Numaraları

Çete Numaraları

0-0 - Çift namlulu silah

000 - Blood

001 - Blood love

006 - Sessizlik, Black Gangster Disciples tarafından kullanılır

013 - Yakala onu; birine saldırmak, Bloods tarafından kullanılıyor

023 - Arkana dikkat et, Bloods tarafından kullanılıyor

025 - Sen hangi rütbedesin?, Bloods tarafından kullanılıyor

031 - Ben Blood'ım, Bloods tarafından kullanılıyor

041 - Crip'i öldür, Bloods tarafından kullanılıyor

1-1-15 - All is one, Gangster Disciples tarafından kullanılıyor

211 - Kaliforniya ceza yasası, soygun, Ayrıca 2 ve 11 sayıları alfabede B ve K harflerine denk geliyor, Blood Killer, Crips kullanıyor

274 - Black Gangster Disciples, 2 7 4 sayıları alfabe de B G D harflerine denk geliyor

2-7-4-14 - Black Gangster Disciples Nation, 2 7 4 14 sayıları alfabede B G D N harflerine denk geliyor

24/7 veya 247 - Sürekli

311 - Crip killer, Bloods kullanıyor, 3 ve 11 sayıları alfabede C ve K harflerine denk geliyor

312 - Crip Love, 3 ve 12 alfabede C ve L harflerine denk geliyor

360 - Folk Nation


5 - People Nation'ı temsil ediyor, 5 noktalı yıldız

5 BAGGIN 6/ HANGIN 
5 FLAGGIN 6/ DRAGGIN
5 POPPIN 6/ DROPPIN
5 BUCKIN 6/ DUCKIN
5 FLYIN 6/ DIEIN
5 ALIVE 6/ MUST DIE 
5 cKlippin 6 DRIPPIN`
5 GUNNIN`6 RUNNIN`
5 PIMPIN` 6 LIMPIN`
5 LEADIN` 6 BLEADIN`

% 5,% 5 er - Yüzde beş, Five Percenters tarafından kullanılıyor

5 Nokta Yıldız - People Nation

5-0 - Polis

510 - Oakland, CA alan kodu

50/50 - Nötr, çete üyesi olmayan

6 - Folk Nation

6-6-2 - MOB

6-6-6 - Aryan Brotherhood

6 Noktalı Yıldız (Davud'un yıldızı) - Folk Nation

7-4 - Gangster Disciples, 7 ve 4 sayıları alfabede G ve D harflerine denk geliyor

737 - PDS'i (Pen1 Death Squad) temsil ediyor

88 - Beyaz Üstünlükçü, 8 sayısı alfabede H harfine denk geliyor, Heil Hitler

8-Ball - 1/8 ons kokain, Folk Nation ile Crips ittifakı













The Bulldog Nation...Security Threat Group

Security Threat Group - STG

The Bulldog Nation


Fresno, California bölgedesindeki çeteler, "The Bulldog Nation'ın" altında toplanmışlardır. Bu çeteler, Sureños ve Norteños çeteleriyle arasında ki mesafeyi korumuştur. Bulldoglar, Norteños çeteleri gibi "14" iddiasındalar ama "NXIV" veya "N14" yazmak yerine "F-14" kullanıyorlar. F, ''F''resno'yu temsil ediyor.

1984 hapishane savaşları sırasında Nuestra Familia ve Northern Structure, F-14'ü vücutlarında sergileyen tutukluları yanına almaya çalıştı. F-14 mahkumu bu çabalara direnmiş ve fiziksel çatışmalar ortaya çıkmıştır. Bu, hapishane çeteleri arasındaki bir savaşa yol açtı. F-14 mahkumları, Güney Kaliforniya çeteleriyle ilişkisi olduğunu iddia eden Hispanikler ile düşmanlıklarını sürdürdüler. F-14'ler, Norteños ve Sureños çetelerinden ayrı bir millet olduklarına inanırlar.

1986'da F-14, Fresno State Bulldog'u logo olarak kullanmaya başladı. 1989'da Fresno İlçesi yetkilileri, yerel genç çetelerinin Bulldog sembolü ile özdeşleştiğini ve benimsemeye başladığını fark etmeye başladılar. Hem genç hem de yetişkin olan bu çeteler, işledikleri suçların şiddetli niteliğine dikkat çekmişlerdir.

Şiddete katılan grupların çoğunda olduğu gibi, Bulldoglar da üyelerin nitelik olarak işe alınmasına vurgu yaptı. Diğer çetelerde olduğu gibi, üyeleri toplamak için para, uyuşturucu ve kadınları da kullanıyorlar.

Daha önce belirttiğim gibi Bulldoglar, Bulldog'u logo olarak kabul etmişlerdir. Çivili boyunluk da dövmelerde sıklıkla görülür. En yaygın dövmelerden bazıları; koşan bir Bulldog, fit görünümlü Bulldog, "F-14", "BDS" (Bulldogs) veya FBD (Fresno Bulldogs).

New Mexico Syndicate...Security Threat Group

Security Threat Group - STG

 New Mexico Syndicate




New Mexico Syndicate cezaevi çetesi aynı zamanda Syndicato Nuevo Meksika hapishanesi çetesi olarak da biliniyor. Mexican Mafia hapishane çetesinin felsefeleri yüzünden yakın bir ittifak kurdu ve ona üye oldu. New Mexico Syndicate hapishane çetesi en şiddetli ve en güçlü New Mexico Department of Corrections bölümündeki Security Threat Group'tur.

New Mexico Syndicate cezaevi çetesi üyeleri bir komuta zincirini takip ediyor ve bir “Don” (General) veya “The Panel” olarak adlandırılan saygın bir mahkum tarafından yönetiliyor. Genel üyelik ''asker'' olarak bilinir. SNM'nin (New Mexico Syndicate) bilinen düşmanları Los Carnales  olarak bilinen bir başka Meksika hapishane çetesinin üyeleridir.



Black Guerilla Family / Black Gorilla Family...Security Threat Group

Security Threat Group - STG

Black Guerilla Family 



Cezaevi Çetesi Adı: Black Guerilla Family

Diğer İsimler: BGF, Black Gorilla Family

Kökeni ve tarihçesi: Black Guerilla Family hapishane çetesi, 1966'da California cezaevi sisteminde eski Black Panther üyesi olan George Jackson tarafından kuruldu. Başlangıçta, BGF olarak da bilinen Black Guerilla Family hapishanesi çetesi ''Black Family'' ya da ''Black Vanguard'' olarak adlandırılıyordu. Bazıları Black Liberation Army'nin eski üyeleriydi.

İdeoloji / Felsefe
: BGF, başlıca hapishane çetelerinin en "politik" olanıdır. Marksist / Maoist / Leninist devrimci bir örgüt olarak kuruldu.



Liderlik / Organizasyon Yapısı: Merkez Komite, bir "Supreme Leader" ve askeri rütbeler ile düzenlenir.

Coğrafi Konumlar: Ülke çapında, hem eyalet hem de Federal Corrections Sistemlerinde varlar. Ancak, özellikle Doğu ve Batı kıyısında, Maryland Eyaletinde, Black Guerilla Family; Baltimore sokaklarına yayıldı ve hem Siyah hem de Beyaz topluluk için bir tehdit haline geldi.

Birleşmiş Kuruluşlar: Diğer Afro-American çeteler, La Nuestra Familia, Black Liberation Army, Symbionese Liberation Army, Weather Underground, United  Blood Nation ve El Rukns. Son zamanlarda, çete 415 veya 415 KUMI, Crips, Bloods ve Black Gangster  Disciples bangerlarının hapise girmesi sebebiyle üye patlaması yaşadı..

Mühalif Örgütler: Aryan Brotherhood, Texas Syndicate, Texas Aryan Brotherhood, Mexican Mafia / La eMe

Yıkıcı Davranış Eğilimi: Grup tarafından desteklenen anti-hükümet, anti-resmi zihniyet, hükümeti ve kanunu temsil eden düzeltmeler ve kolluk görevlileri için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

2-7-6 Sayıları, alfabede B, G, F harflerini temsil eder - BGF


Aynı kültür ile alakalı Müslüman bir Örgüt olan Five Percenters'ın öğretilerini bu linkten okuyabilirsiniz:










12 Ekim 2018 Cuma

Third Reich'in Yükselişi...Cro-Magnon Man

Avrupa Aryan ırkının modern torunları için bir hediye olarak yazılmıştır ve Aryan ırkının yaşam boyu süren bir çalışmasına ve derin düşüncesine dayanmaktadır. Ancak okuyucunun dikkat etmesine rağmen, bu tezin içerdiği bilgiler bu dünyada sadece bir avuç insanın bildiği bir doğaya aittir. Bu tez içinde yer alan bilgiler arasında, Atlantis antik Aryan ırkı ve Üçüncü Reich ile ilgili en ezoterik ve gizli doğa bulunmaktadır. Bu gerçeği, Üçüncü Reich'in yıkılmasından bu yana tamamen gizlilik içinde tutmaya çalışmış ve bu sırlarla ilişkili düşüncelerini şeytanlaştırmak için büyük çaba sarf etmişlerdir. O zamandan beri, antik Aryanların tarihi ve bir kültür olarak modern yeniden doğuşlarıyla ilgili gerçek doğayı gizlemek için tasarlanmış bir fantezi kültürünü yaratarak gerçeği çarpıtmaya çalışmışlardır.

Bazıları için bu bilgiler, tüm yaşamlarında öğretildiklerinin normlarının dışında görünecekler, bunu reddetmeyi seçecekler, bilişsel ahlaksızlıktan ya da çoğu insanın sahip olmadığı bir çok yanlış görüşe karşı koyma korkusunu hissedecekler, çocukluklarından beri olduğu gibi. Bu tezde, tarih hakkındaki en büyük inançlarınızdan, bu dünyadaki yerinizden ve liderlerinizin (hem sağdaki hem de soldaki) ahlaki güdülüğüyle ilgili pek çok şeye itiraz edilebilir. Başta Aryan milletlerinin sosyal mühendislik aracılığıyla onlarca yıl boyunca doğru bir şekilde uydurdukları yalanlar, gözünüzün önünde  bir sis gibi dağılacak.

Bu kabul, çoğu insan için bir paradigma kayması olabilir. Yaşam tarzının tamamen değişmesine yol açacak radikal bir değişim korkusu, diğerlerinin dünyadaki yerlerini şaşırtıyor. Aynı şekilde, bu sayfalardaki hakikati kabul etmeyi etmeyi seçerseniz, kendinizi içlerinde kilitlenmiş hakikati aile içinde, arkadaşlarınızda ya da kamuoyunda yabancılaşma korkusu olmaksızın ve hatta büyük ölçüde kamuoyunda ifade edemeyen sosyal parya'nın giderek artan saflarında bulacaksınız. Gerçeğin ışığına doğru attığınız her cesur adımla birlikte, kim olduğunuzu ve Aryan ırkının soyunu, görkemli kaderinizin anlayışına daha da yaklaşacaksınız!

Ve Pan-Aryan hareketinin bir parçası olan okuyucular için bu tez, Pagan ve Hristiyanları bir araya getirebilen insanlarımız için yeni bir kaderin temelleri olarak hizmet edecektir. Bu, ırkımızın bu kadar umutsuzca ihtiyaç duyduğu doktrindir; bu da, grupları tek bir kapsamlı ideoloji ve radikal felsefe altında birleştirecek güce sahiptir. Bu olmadan, halkımızı birleştirmek için bir umudumuz yok ve dolayısıyla halkımızı kaçınılmaz tükenişimizden kurtarmanın umudu yok. Halkımız için bu yeni şafağı müjdelemekle ve hayatın en alt seviyelerinden en yüksek noktaya kadar her yerde Avrupalı ​​Aryalıların ruhunu uyandırmak için bu yazıyı okuyun. Selam Zafer!


Yirminci yüzyıl boyunca insanlık, insanlık tarihi ve teknolojisinde kaydedilen tarihte en hızlı sıçramaya şahit oldu. Medeniyetin bilinen en eski kayıtlarından beri, ileri toplumlar yükselmiş ve düşmüş, ancak hiçbiri batı medeniyeti kadar hızlı ilerlememiştir. Binlerce yıldır insanoğlu çoğunlukla tarım ile uğraşmış ve dünya nüfusu 500 milyon ila 1 milyar arasında azalmıştır. İmparatorluklar, mimarlık ve bilimde büyük başarılar kazanacak, ancak henüz sömürgecilik döneminden bu yana kısa bir süre içinde Batı medeniyetinin başardığı kadar hızlı olamayacak.

Yüz yıldan daha az bir zaman diliminde insanlar, at üstünde ok atmaktan geçtiler ve insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir nüfus patlaması yaşadılar. Batı medeniyeti teknolojik çağımızı bu kadar çabuk zamanda nasıl geliştirdi? Bu evrim mi, teknolojik mi, yoksa biyolojik mi? Ve insanlığın tarih öncesindeki bir döneminde, uzak geçmişte benzer bir evrimsel sıçrama meydana gelebilir mi?

Birçoğumuz, dünyanın dört bir yanından insanlığın altın çağına ait çeşitli kültürlerden gelen eski efsanelere aşinadır. Bu efsanelere, büyük bir teknolojik ve mistik güç, uçan makineler ve tüm uygarlıkları yok edebilecek korkunç silahlara sahip olan kayıp bir medeniyetin efsaneleri eşlik ediyor. Bu efsanelerin birçoğuna, antik çağda insanoğlunu yöneten ve bu medeniyetin büyük bir felaketle yok edildiği “Tanrılar” hanedanı da eşlik ediyor. Bu efsaneler anlatılmamış çağlar için aktarıldı ve bin yıl önce Keltler, Britanyalılar, Yunanlılar, Mısırlılar, Sümerler, İranlılar, Hindular, Çinliler, Japonlar, Mayalar ve Aztekler, İnkalar, vb eski uygarlıklar tarafından yazıldı.

Bu efsaneler, insan kültürü boyunca o kadar tutarlı ve o kadar yaygındır ki, birçok insanın tarih öncesi çağlarda bu gezegende bir zamanlar çok ilerlemiş bir uygarlığın olduğunu ve bazı felaketlerin bu uygarlığı yok ettiğini ve kanıtların çoğunun ortadan kaldırdığını ileri sürmüşlerdir. Bu küresel felaketin insana on bin yıldan fazla süredir cehalet karanlığına gömüldüğüne inanılıyor. Ancak kaşifler, arkeologlar ve teorisyenler bu medeniyetin bir zamanlar var olduğunu gösteren çok sayıda kanıtı keşfettiler. Atlantis, Avalon, Aztlan, Atala, Thule, Hyperborea, Hy Brazil, vb. Gibi birçok isimle bilinen bu antik imparatorluk, insan uygarlığının beşiğiydi. Yine de bu müthiş kıta, büyük bir küresel felakette  yok oldu. Bu tarihin gerçek bilgisi, eski ezoterik rahipler ve gizemli imparatorluklar tarafından binlerce yıl boyunca muhafaza edilmiş ve korunmuştur.

"Vril" ve "Thule" toplumları olarak, Irksal bir hiyerarşi ile ilgili kaçınılmaz sonuçlanan, Ulusal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin yükselişine ve bilinen tarihteki en büyük savaşa yol açtı. Savaştan sonra, bu düşünce şeytanlaştırıldı ve savaşın galipleri tarafından tasarlanan karalamaya konu oldu. İnsanlığın şu an olduğundan çok daha gelişmiş olduğunu ve daha ilginç bir şekilde bu eski ırkın bazı üyelerinin, kendi uygarlıklarını yok eden felaketten, bilgileri bozulmadan kurtuldu ve en önemlisi bu eski insanlar Aryan'dı.

Cro-Magnon Man
Kabaca 2 Milyon yıl önce, ilk “İnsan benzeri” yaratıklar, Afrika'dan Avrupa ve Asya'yı doldurmak için dışarıya doğru göç ediyordu. Bu canlıları “Homo-Erectus” olarak adlandırdık, ilk dik yürüyen hominidler olduklarından. Avrupa'da ve Asya'daki arkeolojik kazılarda kanıtlar ortaya çıkmış olsa da Homo-Erectus'un taş aletlerini ilk kullanan ve ateşi ilk bulan canlılar olduklarını biliyorduk. Tüm modern insanların inandığı Homo-Erectus, Homo sapiens veya İnsan'ın her dalı, 200.000 yıl önce Afrika'dan ortaya çıkmadı. “Irk” dediğimiz şey aslında, modern insanın farklı dalları arasındaki ayrılıklara atıfta bulunulduğunda, modası geçmiş bir efsane olduğu gösterilecektir. Homo-Erectus sadece modern insanın atası değil, aynı zamanda Java insanı, Neandertal insanı ve Denisovan gibi diğer arkaik insanların atasıydı. Artık nesli tükenmiş olan bu ayrı “alt-türler”, dünyanın farklı bölgelerinde birbirinden bağımsız olarak, doğrudan Afrika'nın dışında gelişmiştir. Onları ayrı alt türler olarak sınıflandıran şey, yaptıkları buluşlar gibi, melezleştirilemez olmaları değil, fiziksel özellik, özellikle de kafatası şekli bakımından farklı olmalarıdır.

Türlerdeki bu gözlemlenebilir farklılıklar “fenotipler” olarak adlandırılır ve bugüne kadar bilim insanının ayrı alt türleri sınıflandırması oldukça basittir ve çoğunlukla genetik, görünüm, habitat ve davranışla ilgilidir. Alt türler birbiriyle karışabilir. Aslında, genetik fenotipler hayvanları ayrı alt türler olarak sınıflandırmak için gereken şeydir, ancak görünüşte, davranışta, habitatta vb. daha fazla farklılık sadece ayrı alt türlerin bilimsel
sınıflandırmasını güçlendirir. Hayvan dünyasındaki farklı alt türlerin sınıflandırılmasına yönelik kriterler insanlara uygulandıysa, ırkların aslında ayrı hominid “alt türler” olduğunu kolayca belirleyebiliriz. O zaman neden insan ırklarının hepsi bu kadar önemlidir? Aynı alt tür olarak kabul edildi mi?
Örnek:










Yaklaşık 200.000 ila 150.000 yıl önce, bir başka Homo-Erectus türü Afrika'da ortaya çıkmaya başladı. Bu “Archaic African” Hominid, uzun kollar, eğimli bir alın ve prognatik çene gibi Homo-Erectus ile ilgili ortak özelliklerin çoğunu paylaşan modern siyah Afrikalılara veya Negroid'lere benzetmiştir. Az sayıda Negroid Afrika'ya göç etmeye başladı ve yaklaşık 80.000 ila 60.000 yıl önce, düşük deniz seviyeleri nedeniyle kara köprüsü oluştu, Arap Yarımadası'na doğru bir yol oluşturdu. Oysa Negroid nüfusunun büyük bir çoğunluğu, kök saldıkları Afrika'nın yemyeşil ormanlarında kaldılar ve son on bin yıldan bu yana göçler; Negroid göçleri sırasında Sahra Çölü tarafından engellendi.

Doğuya doğru yavaş yavaş ilerledikçe, Neandertaller ve Negroidler arasında bir melez oluşturdular. Bilindiği üzere, bu Negoid / Neandertal melezleri Hindistan ve Güneydoğu Asya bölgelerine girdiler ve Homo-Erectus'un başka bir farklı dalı olan Denisovalarla temas kurdular. Bu Negroid / Neandertal melezleri, Denisovalarla temas ettikleri için aralarında “Proto-Australoids” olarak bilinen başka bir melez türe dönüştüler ve geliştiler. Bu Proto-Australoidlerin fosilleri hala Hindistan'ın güney kıyı bölgelerinde, Burma, Güneydoğu Asya ve Avustralya'da bulunmakta olup, bunlardan sonuncusu eski zamanlarda kara köprüsü ile birbirine bağlanmıştır. Tarih öncesi Afrika kökenleri, siyah cilt, geniş yassı burunlar, kalın dudaklar  gibi belirgin Negroidal özellikleriyle belirgindir.



Third Reich'in Yükselişi
20. yüzyılın başlarında dünya, tarihteki en büyük ve en yıkıcı savaşa hazırlanıyordu. Büyük savaş Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Sırp radikalleri tarafından yapılan Avusturya Dükü Franz Ferdinand'ın suikastı nedeniyle Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Sırbistan arasında bir savaş olarak başladı. Bu çatışmaya katılan milletler, çatışmaya müttefik ülkeler katıldığı için hızla “Dünya Savaşı” haline geldi. Çatışmaya katılan ülkeler arasında, zamanın Keizer Wilhelm II tarafından yönetildiği Alman İmparatorluğu vardı. Birinci Dünya Savaşı'ndaki merkezi güçlerin yenilgisiyle Almanya'ya karşı caydırıcı yaptırımlar uygulandı. Almanya'nın yenilgisinde kullanılan araç, Almanya'da monarşinin iktidarını sona erdiren ve daha sonra savaşın sona erdirildiği bir ateşkes anlaşması imzalayan bir kukla hükümetin kurulmasına izin veren “Kasım Devrimi” olarak bilinen bir Yahudi tarafından başlatılan sosyalist ayaklanmadır.

Versailles antlaşması, Almanların, Prusya'nın zengin tarım arazileri ve Rheinland'daki fabrika bölgeleri gibi büyük toprak alanlarını Almanlardan almalarına izin veren Almanlara dayatılmıştır. Bu arazi ele geçirme ve kukla hükümetinin kurulmasıyla birlikte Rothschild bankaları tarafından kontrol edilen yeni bir bankacılık sistemi kuruldu. Alman tarihinde bu yeni dönem, yeni kukla hükümetinin Weimar Anayasası'nın hazırlanmasından sonra adını alan Weimar Cumhuriyeti dönemidir. Bu dönem, bir zamanlar gururlu Alman halkının sömürüsü ve yıkımıydı. Bu, Alman para biriminin büyük bir “hiperenflasyonuna” yol açtı ve bankalarını tamamen iflas ettirdi ve para değersiz hale getirdi.

Yenilgi ve ülkelerinin servetlerinin galipler tarafından yağmalanmasından sonra, birçok Alman vatandaşı yoksullaşmaya başladı ve Alman toplumu hızla azalmaya başladı. Bu süre zarfında Alman medyasındaki Yahudi etkisi ilk pornografik tiyatroların yanı sıra eşcinsellik, pedofili ve hayvanlarla cinsel ilişki gibi doğal olmayan cinsel eylemlerin ilk prodüksiyonlarına da izin verdi. Birçok aile, Yahudi pornograficilerin şeytani etkilerinden dolayı bölündü ve birçok yoksul Alman kızı, genelevlerde seks işçileri olarak çalışmaya başladı. Daha birçok Alman, çaresizliklerinde; uyuşturucu bağımlılıklarına ve intiharlara yenik düştü. Almanlar değişim için haykırdı ve iki ana grup değişim vaadini yerine getirmeye çalıştı. Bir yanda, Alman halkını sınıflaşmayı sona erdirme vaatleriyle daha da köleleştirmeye çalışan Yahudi liderliğindeki komünistler vardı. Öte yandan, bağımsız bir “faşist” devleti yaratmayı tercih ederek, ülkelerindeki Yahudi kontrolünü reddeden Alman vatanseverler vardı.

Faşizm Birinci Dünya Savaşı sırasında Marksizm, liberalizm ve anarşizm tehdidine karşı gerici bir hareket olarak ortaya çıktı. Başarısız olan monarşilerin otoriter yönetimini yeni bir otoriter milliyetçilikle değiştirdi. Faşistler, “aydınlanma çağından” kaynaklanan liberal demokrasilerin, Marksizm ve sınıf çatışması tehdidi nedeniyle eskimiş olduklarına inanıyorlardı. Silahlı çatışmanın potansiyeli için bir ulus hazırlamak ve ekonomik zorluklara etkili bir şekilde cevap vermek için toplumun totaliter bir tek parti devleti altında tam olarak seferber edilmesini kabul ettiler. Faşist devlet, kendisini yöneten ve faşist partinin üyelerinden oluşan bir hükümet yönetimini kanıtlamış güçlü bir lider tarafından yönetiliyor. Bu, Faşistlerin ulusal birliği kurma ve istikrarlı ve düzenli bir toplumu sürdürme arzusudur. Ekonomik olarak faşist sistem, sınıfı her zaman toplumlar içinde gelişen doğal olarak ortaya çıkan bir hiyerarşi olarak görüldüğü için sınıfı ortadan kaldırmazdı, ancak devletin istikrarında gerekli görülen büyük devletler devlet tarafından sahiplenildi ve devlet tarafından yönetildi, böylece olasılık ortadan kaldırıldı.

Ulusal Sosyalist Alman İşçi Partisi (The National Socialist German Workers Party, NSDAP), Alman halkının (ve yurtdışındaki beyaz Aryanların) düşmanı Marksizmin sadece belirsiz tehdidinden ziyade Yahudi oligarşisi olarak tanımlayarak, faşizm ilkelerini bir adım ileriye götürdü. Ulusal Sosyalistler, dünya meselelerini manipüle eden oligarşinin üyeleri arasında paylaşılan ortak özelliği açıkça tanıyan ilklerdi ve Avrupa ekonomilerini yalnızca Sosyal Marksizm aracılığıyla değil, aynı zamanda Crony-Kapitalizm aracılığıyla da ele geçirdiler. Bu ortak özellik, bu insanların hepsi Yahudilerle (özellikle Siyonist Yahudiler), destekleyicilerle ya da Yahudi çıkarlarıyla birlikteydi. Bu ortak özellik, bu Yahudilerin; kendileri için toplam iktidarı ele geçirme amacı ile Avrupa'nın saygın güçlerine karşı bir komploya katılmış olduklarını açıkça ortaya koymuştur.

Birinci Dünya Savaşı gazisi ve savaş kahramanı olan Adolf Hitler, 1921 yılında Ulusal Sosyalist için sözcü oldu. Ulusal Sosyalist mesajını Weimar Cumhuriyeti'nin Almanlarına götürmek için gayretle çalıştı ve 1923'te kukla üzerine darbe girişiminde bulunmak için yeterli desteği aldı.  “Beer Hall Putsch”  olarak bilinen şey, Münih'in iktidarı ele geçirmesi ve kaçınılmaz olarak “Berlin Yahudi hükümetini ve 1918'in Kasım suçlularını” ortadan kaldırması anlamına gelen bir yürüyüştü. Herman Göring ile birlikte Hitler, Rudolf Hess ve kabaca iki bin SA üyesi Bavyera Savunma Bakanlığı'na yürüdü. Ancak, Odeonsplatz olarak bilinen meydanda, yüzlerce askerden oluşan bir güç ile karşılaştılar. İki grup ateş açtı, dört eyalet polis memuru ve on altı Ulusal Sosyalist öldürüldü. Blutfahne, vurulan iki SA üyesinin kanıyla lekelenen bir bayrak oldu. Adolf Hitler ve Herman Göring'in ve birkaç kişi deyaralandı. Darbe üyelerinin geri kalanı dağıldı ya da tutuklandı ve Hitler iki gün sonra tutuklandı ve vatana ihanetle suçlandı.

Başarısız darbe girişimi, Hitler'e ve Ulusal Sosyalistlerin amacı uluslararası ilgi gösterdi. Kamuoyuna açık bir duruşma sırasında Hitler'e fikirlerini Almanya'ya ve dünyaya sunacak bir platform verildi. Daha sonra beş yıl hapse mahkum edildi, ancak sadece dokuz ay hapiste kaldı. Hapishanede Hitler, Yahudi sorununun karmaşıklığını özetlediği ırkçı ideolojisini ve milliyetçi bir devlet yaratma isteğini benimsediği ünlü eseri Mein Kampf'ı yazdı. Serbest bırakılması üzerine, Mein Kampf yayınlandı, Almanya ve dünyanın en çok satan kitabı oldu. Hitler, NSDAP'ı yeniden biçimlendirdi ve sonunda Almanya'nın başbakanı seçildiği propaganda savaşına katıldı.

Şansölye edildikten sonra Hitler, Almanya'nın ekonomisini ve ahlakını hızla iyileştirecek kapsamlı reformlara başladı. Almanya'daki önde gelen Yahudilerin bankalarını ve işlerini ele geçirdi ve iş kredisine dayalı yeni bir para sistemi kurdu. Paranın değeri, Alman vatandaşlarının üretkenliğine bağlı oldu. Alman halkı, Almanya'nın başarısız altyapısını yeniden inşa etmeye çalışan milliyetçi, duyarlı ve vatansever bir adamdan gurur duyuyordu. Dört yıl içinde Hitler, yozlaşmış ve iflas eden Alman ulusunu, Avrupa'nın ve dünyanın en zengin ülkelerinden birine dönüştürdü. Almanya  büyük çöküntü yaşamışken, yaşıyor ve ekonomik bir patlama yaşıyordu. Hitler Time Magazine tarafından 1938'de “Yılın Adamı” ilan ettiği bildirildi.

Bu noktada Yahudi güçleri bir kez daha Almanya ile savaşa yöneliyordu ve Alman ruhunu ezmeyi amaçlamıştı. Almanya ile savaşa girme bahanesini izlediler ve beklediler. Daha sonra 1939'da İngiltere ve Fransa, Alman ordusunun Prusya'ya (Batı Polonya), Versay'ın antlaşmasıyla kendilerinden aldıkları toprakları geri almak için iki gün sonra Almanya'ya savaş ilan ettiler. Müttefik tarafın üç ana gücü İngiltere, ABD ve Sovyetler iken, ittifak çoğunlukla Almanya, İtalya ve Japonya'dan oluşuyordu. Savaş sırasında birçok sivil yaşamını yitirmişti ve toplam ölüm oranı, 40 milyon ila 50 milyon arasında tahmin ediliyordu.

Almanya'nın korkulan askeri gücüne ve büyük teknolojik ilerlemelerine yanıt olarak müttefikler, Alman şehirlerini bombalama kampanyalarına giriştiler. Bu bombalama kampanyalarına “halı bombardımanı” adı verildiğinde; Dresden, Münih ve Berlin'de yaşayan diğer masum Alman sivillerinin ayrım gözetmeksizin öldürüldü. Savaş sırasında ve sonrasında Yahudi güçlerinin acımasızlığı, savaştan sonra Almanların kitlesel infaz, açlık ve tecavüz kampanyalarına maruz kalmasından sonra, sadece milyonlarca sivili ayrım gözetmeksizin öldürmekle kalmadı. Bu tecavüz kampanyaları özellikle aşağılıktı ve aslında Sovyetlerin teşvik ettiği resmi bir askeri taktikti ama aynı zamanda Amerikan tarafından da meydana geldi. Bir milyondan fazla Alman kadının müttefik askerler tarafından tecavüze uğradığı tahmin ediliyor, hatta genç kızlar ve yaşlı kadınlar bile müttefik askerlerden korunuyordu, çoğu insan günlerce  vahşice tecavüz edilmekten öldü.

İngiltere, Amerika ve Rusya'nın Rothschild etkisi ve kontrolü, Yahudilerin  baskısına karşı son gerçek direniş olan İkinci Dünya Savaşı'nda Ulusal Sosyalistleri iktidara ve yenilgiye izin verdi. Şimdi biliyoruz ki, Almanya'daki Ulusal Sosyalistlerin Yahudi kurumları tarafından bu kadar korkmaları, ekonomilerinin ve Avrupa ekonomilerinin Yahudi hâkimiyetini açıkça reddetmeleriydi. Yahudi para manipülatörleri tarafından savunmasız Almanlar hızlı bir ekonomik yükselişe geçerken, Batı dünyasının geri kalanı, büyük kapitalist sistemin batılılara karşı çok kötü görünmesini sağlayan büyük bir çöküntüye gömülmüştü. Aynı şekilde dünyanın geri kalanı tarafından bilinmeyen askeri teknolojilerin geliştirilmesinde hızlı bir adım attılar. Bu, Yahudilerin Hitler'in seçilmesinden sonra Almanya'ya hızla ekonomik yaptırımlar koymasıyla sonuçlandı.

Adolf Hitler'in bir Rothschild'in torunu olduğu söylentisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk birleşik istihbarat dairesi olan Strategic Services Ofice (OSS) 'da çalışan bir Yahudi propagandacısı Walter Langer'in aklına takılmış gibi görünüyordu. Bu efsane, Avusturya'nın işgalinden önce Langer tarafından söylendi ve Rothschild'in kukla lideri Avusturyalı Başbakanı Engelbert Dollfuss'un yardımıyla, Adolf'un babası Alois Hitler'in, Maria'nın gayri meşru oğlu olduğunu gösteren sahte belgeler oluşturuldu. Alois'in bir  Alman asıllı Avusturyalı Johann Georg Hiedler olduğu biliniyordu. Yine de belge, Viyana'da yaşadığını ve Baron Rothschild'in evinde hizmetçi olarak çalıştığını göstermeye çalışmıştı.

“Dollfuss belgeleri” Avusturya Başbakanı Dollfuss tarafından üretilen sahte kayıtları içerir. Avusturya kukla hükümdarı olarak, Avusturyalı topraklarda doğmuş olan Adolf Hitler ve ailesinin kişisel verilerini kolayca üretebildi. Bu sahte belge, Hitler'in büyükannesinin Baron Rothschild tarafından baştan çıkarıldığı, Hitler'in sadece bir Yahudi olmakla kalmayıp, Hitler'in kendisi ile savaşan dünyadaki Yahudi Siyonistlerin en kötü şöhretli ailesiyle ilgili olduğunu ortaya çıkardı.

Almanlar sonunda Avusturya'da yürüdüler. Almanların kurtarıcı olarak gördükleri ve Avusturya'ya yürüdüklerinde halkın övgüde gül attıkları için “Güller Savaşı” adlı bir istila oldu. Ulusal Sosyalistler Avusturya'ya yürüdükten sonra, Alman SS'leri ihanetinden dolayı Şansölye Dollfuss idam edildi ve Viyana'daki Rothschild bankası, Ulusal Sosyalistler tarafından ele geçirilen bütün mallarla kapatıldı. Hitler, bir Rothschild'i hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca Fransa'daki Rothschild varlıkları ve malikaneleri de Fransız işgali sırasında ailenin Amerika'ya ve Britanya'ya kaçmasına neden oldu.

Yine de bu çirkin komplo teorisi bu güne kadar devam ediyor ve birçok yanlış yönlendirilmiş İlluminati komplo teorisyenleri tarafından detaylandırılıyor. Hitler’in sağ kalan akrabalarının genetiklerinin Afrika kökenli olduğunu iddia ediyorlar. Elbette, bu iddialar kanıtlanmamıştır ve Aryanizm ve Hitlerizm'i gözden düşürmek için bir komploya işaret etmektedir.

11 Ekim 2018 Perşembe

Los Angeles'da Irk Savaşı (Hispanikler vs Siyahiler)

Çeteler başlangıçta, kendilerini ve mahallelerini başkalarından korumak için kuruldu. Çetelerin evrimi daha sonra mahalleyi uyuşturucu ve şiddete karşı korumaktan çıktı. Bugün Los Angeles'ta yıllar önce tahmin edildiği gibi Siyah ve Hispanik çeteler arasında bir ırk savaşı var. Maalesef, güç ve kontrol arayışlarında olan çeteler artık tamamen masum çocukları ve yetişkinleri öldürmeye başladı.

Çete şiddeti ile ilgili aşağıdaki videolar, History Channel'da yayınlandı.(1. 3. ve 4. videolar kullanılamıyor)